Nursevim Çeler / Fizyolojiniz Psikolojinizi Etkiliyor

Duruş ve hareket şeklimiz düşüncelerimizi ve etkinliğimizi belirler. Boynunuz bükük, sırtınız kambur, kaşlarınız çatık ve gevşek bir duruşta büyük işler başarmanız mümkün değildir. Peki, gözler açık, omuzlar ve baş dik, zihin uyanık durumda öğrenmeye karşı beyninizin tepkisi nasıl olacaktır? Kuşkusuz daha etkili!
Fizyoloji ile psikoloji aynı doğrultuda çalışır. Örneğin, ağlarken genellikle omuzlarınız düşük, başınız öne eğiktir. Kendinizi mutlu hissettiğinizde de başınız dik durur ve göz hizasının biraz üstüne bakarsınız. Psikolojinize göre farkında olmadan davranışlarınız değişiyorsa, kendinizi iyi hissetmediğiniz anlarda fizyolojinizi değiştirin ki, duygularınız da değişsin.
Okuma esnasında da fizyolojinizi “etkili öğrenmeye” göre ayarlarsanız (gözler açık, omuzlar ve baş dik, zihin uyanık durumda) okumaya karşı ilginiz ve isteğiniz artacağı gibi anlama düzeyiniz de artacaktır. Çevrenizde etkin çalışan ya da öz güveni yüksek olan birileri varsa duruşlarına dikkat edin. Diğerlerinden farklı olduğunu göreceksiniz.
Vücudunuzdaki kan akışı ve dolayısıyla beyninize kanın ulaşmasının kolaylaşması için oturuş şeklinize dikkat etmelisiniz. Fizyoterapistler, 30 dakikada bir oturuş şeklinizi değiştirmenizi öneriyorlar. Kalkın ve sırt kaslarınızı çalıştıracak basit hareketler yapın.
Masada çalışırken sandalyenizi masaya yaklaştırın, sırtınıza bir yastık yerleştirin. Sandalyenin çok yüksek olmamasına dikkat edin. Aksi takdirde masaya eğilmeniz gerekeceği için duruşunuz bozulacaktır.
Otururken olduğu gibi yürürken de dik yürümeye çalışın. Başınızı ve omuzlarınızı dik tutun. Bakışlarınızı göz hizasının biraz yukarısına odaklayın. Bu duruş fizyolojinizi olduğu gibi duygusal durumunuzu da düzeltecektir.
*