Nazîre-i gazel-i Muallim Naci
Hüsnünün sanma cihân-ı hüsn içinde dengi var
Dil tenezzül eylemez her hûba nâm u nengi var
Parlıyor şimşek gibi çakdıkça sâkı gözlerim
İçtiğim peymâne-i şevkin ne parlak rengi var
Bûse isterken visâlinde reca eyler isem
Hiddet etme sevdiğim her bir sözün persengi var
Mâ-sive’l-mahbûba yol vermez saray-ı kalbimin
Aşk derler namına dehşetli bir serhengi var
Sözlerim kanun-i hikmettir benim anlarsanız
Dinleyin yâran sarîr-i hâmemin âhengi var
Günümüz Türkçesi
Zannetme ki hüsnünün güzellik dünyasında eşi var
Gönül adı sanı var diye her güzele tenezzülü mü var
Parlıyor gözlerim aniden ortaya çıkınca saki
İçtiğim kadehin şevkinin ne parlak rengi var
Bir busecik isterken bir de visalin umudu varsa
Hiddet etme sevdiğim söylediğin sözlerin ağırlığı var
Gönlümün sarayı sevgiliden başkasına yol vermez
Adına aşk denen dehşetli bir yasakçı memuru var
Sözlerim hikmetin kanunudur anlarsanız
Dinleyin dostlar kalemden çıkan sesin bile ahengi var
———————————–
Kelimeler/ Tamlamalar
Tenezzül: Alçak gönüllülük, hoş gelmeyeni kabullenme
Hûb: güzel iyi
Nâm u neng: Adı sanı
Sâkî : Su şarap dağıtan,Allah nuru saçan
Visal: Kavuşma
Reca: ümit etmek arzu duymak
Perseng (parseng): Ağırlık, dara
Ma-sive’l-mahbub: sevgiliden başkası
Serheng: Yasakçı, vazifeli memur
Yârân: Dostlar
Sarir-i hâme: kalem cızırtısı
Âhenk: Uyum
Yayına Hazırlayan / Müzeyyen Ağrıkan Muradoğlu