Emel Sözcüer / Kokulardan Gelen Enerji Yansımaları (1)

Muhabbet özde saklı, koku ise aşikârdır derler. İnsan yaratılışı gereği her hissettiğini kelama dökemez. Kelama dökemediklerini kaleme, kâğıda döker bazen. Kâğıt en samimi sırdaş, kalem de vazgeçilmez yoldaş olur. Ya çiçekler ve kokular? Onlar da anlatılamayan duygulara, açılamayan gönüllere tercüman olurlar. Susarlar lakin bir lahzada ilahi aşka payidar olurlar. Koku, taşıdığı manayı hem bedene hem ruha yansıtır. Bakmakla anlaşılamayan sevgiler, koku ile taşınırlar sahibine. Yağmur damlasının toprağa düşmesi gibi gönül ikliminden yola çıkar, muhabbet toprağına can suyu olurlar o nadide kokular.

Hafızada ciddi bir yer tutan kokunun insan bedeni üzerinde önemli bir etkisi vardır. Güzel koku insanın ruhsal durumunu doğrudan etkilediğinden, manevi yönü ve ruh dünyası ile doğrudan etkilidir. Eskiden şifahanelerde güzel koku kullanmalarının sebebi de buydu. Akıl hastalıkları güzel kokularla tedavi ediliyordu. Günlük hayatımızı olumlu ya da olumsuz yönde etkileyebilen koku duyusu, 24 saat boyunca çalışır ve hiç kapanmaz. Ortamın iyi ya da kötü olduğunu anında değerlendirir. Uykuda bile koku alma duyusu aktiftir.

Esans ya da kokular insanları yalnızca duygusal olarak değil, koku moleküllerinin beyne taşıdığı mesajlarla fiziki olarak da etkiler Kokular insan psikolojisi üzerinde tedavi edici faydalar sağlamaktadır. Japon bilim adamları, yasemin kokusunun hızlı ve kalıcı öğrenmeyi sağladığını tespit etmişler ve okullarda halen faydalanmaktadırlar. Lavanta kokusu olan bir çalışma ortamında, üretimin arttığı bilinmektedir. Ortamda taze çilek kokusu olduğunda çocukların testlerde daha iyi performans gösterdikleri görülmüştür. Nane koklayan sporcuların ise daha hızlı koştukları, daha iyi odaklandıkları tespit edilmiştir. Saf gül kokusu ise kalp nurunu, gönül temizliğini, iç âlemdeki sırlı yolculuğu işaret etmektedir.

Her kokunun bir frekansı yani enerji dalgaları vardır. Esans yağlarının enerji frekansları 52-320 MHz arasındadır. Lavanta 118, melisa 102, papatya 105, ardıç 98, fesleğen 52, turunçgiller 91, gül 320 MHz. Kokular enerjimizi yükseltip düşürebilir. Bu sayede insan enerjik veya sakin bir hal alabildiği gibi, hastalıklara karşı koruma da sağlayabilir. Koku hafızamız sayesinde kokular beynimizde yer eder. Bazen tanıdık gelen bir koku bizi yıllar öncesine götürerek huzur verir, bazen de aldığımız bir koku olumsuz anılarımızı hatırlatır bize…

Koku dünyasının başrol oyuncuları her ne kadar çiçekler, meyveler, baharatlar, ağaçlar olsa da insanları derinden etkileyen, çok daha etkili kokular var hayatımızda. Anne baba kokusu, bebek, evlat kokusu, ailece oturduğumuz sofraların kokusu. Hepsinin de birbirinden farklı ve çok özel kokuları vardır. Anne kokusu merhamet, baba kokusu güven kokarken, bebek, evlat kokusu masumiyet, birlikte oturulan sofralar muhabbet ve bereket kokar. Büyükler, çocuğun kokusu cennet kokusundandır derlerdi. Doğar doğmaz aldığımız ilk koku anne kokusudur, menfaatsiz samimiyeti hissettiren, hayatı anlamlandıran. Bir anne için de evlat kokusu cennet kokularındandır. Canından can olup iki cihanda saadete ermek için. Her insanın kokusu parmak izi gibi kendine özgüdür.

Her şehrin kendine has bir kokusu vardır. Ama Mekke-i Mükerreme ve Medine-i Münevvere’nin kokusu bir başkadır. Her ikisinin de kokusu yüreklerden silinmez. Bu mukaddes beldelerde aldığımız manevi havanın yanında, Mekke’de yoğun ud kokusunu solurken Medine’de buram buram amber kokusunu çekeriz içimize.

Her evin de kendine has kokusu vardır. İlk defa gittiğimiz evdeki koku beynimizde yer eder. O kokuyu tekrar duyduğumuzda o ev halkı gelir aklımıza. Nasıl sigara içenlerin ya da çocukların bulunduğu evlerin kokusu birbirinden farklıysa, huzurun hâkim olduğu evler de huzurdan yoksun evlerden farklı kokarlar.

Bazı çiçekler zahirde bir mana ise batında bin bir mana ifade ederler. Geleni boş çevirmezler, eziyet görseler bile hoş kokularını esirgemezler. Kendini yetiştiren toprağına küsmezler. Ve kalpleri vardır onların; nereden geldiğini unutmazlar. O çiçekler ki konuşmadan meramını anlatırlar. Bir lahzada bir ömrü yaşatırlar. Dilleri yoktur ama lisan-ı mana âleminde muhabbetlerini durdurmazlar, kendilerine dokunan yürekleri susturmazlar. Solarlar ancak yine de kendilerine uğrayan rüzgâra hoş kokularını bırakmadan gitmezler…

Ya huzurun kokusunu duydunuz mu hiç?