Uzak Dur / Behlül Nuri Demircan

gönül gel akıllı ol budaladan uzak dur
çok bilen çok konuşan ukaladan uzak dur

itle girme harare sonra kopar şerare
pişman olsan ne çare fesekadan uzak dur

burnu dikine giden dinlemeyi bilmeyen
delil kabul etmeyen cüheladan uzak dur

yıpranınca şu beden işler bozulur zaten
yanlış yollara yeden ahibbadan uzak dur

doğru seç arkadaşın zehr etme tatlı aşın
uzaklaşınca yakın tarikadan uzak dur

sen önce hakka eğil sonra ne taş ne dökül
bir tenha yer bul çekil kalabadan uzak dur

ne had bilir ne hudut konuşur bilmez sükût
sen hakikate yol tut kezzâbadan uzak dur

on parmağında kara çalar durur etrafa
hürmeti yok eslafa süfehadan uzak dur

taşlara tohum ekme boşuna zahmet çekme
adam etmeye kalkma hümekadan uzak dur

değme çapanoğluna bırak gitsin yoluna
bülbül koşsun gülüne sen kargadan uzak dur

suyu gözünden içen edeb’e mânâ biçen
kendine edeb seçen üdebadan uzak dur

kabahatı hoş görmek eder onu gelenek
baktın öfkelenecek o soyhadan uzak dur

bak eleye eleye ne kaldı ki geriye
bakma kalın inceye bes safradan uzak dur

 

Behlül Nuri Demircan